HASTA HASTANELER

“Şimdi bir deprem olsa hepimiz bu çatının altında kalırız”
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi profesörlerinden Bülent Tutluoğlu yüzündeki acı ifade ile söylüyor bu sözleri.
O hastalarını, öğrencilerini terk etmeyenlerden.
Çapa ve Cerrahpaşa’da kalan az sayıda kalan profesörden biri. Yavuz Dizdar gibi… “Milyonlarca hasta buraya akıyor” diyor.
Türkiye’nin her yerinden şifa arayan hastaların “Siz en iyisi bir Çapa’ya görünün” diye gönderildiği bir hastane düşünün. Kendi derdine deva bulamaz halde.
Defalarca yaptık haberini.
Fiziki durum gözler önünde.
Duvarlar dökülüyor.
Ama bir de eğitim ve sağlık boyutu var.
Türkiye’nin en zeki gençlerini, en yüksek puanlarla girdikleri tıp fakültelerinde hayal kırıklığı karşılıyor ilk olarak.
Kapıda bekleyen onlarca hasta.
İşte üniversite hastanelerinde manzara.

 

GÖKNUR…

O da taaaa Ağrı’dan kalktı geldi anne babasıyla… Çünkü hem Van’da hem Erzurum’da gittiği büyük hastanelerin doktorları sen ancak Çapa’da derdini anlayabilirsin dedi. Çapa ise Göknur’un hastalığının teşhisini koymak için iki sene sonraya MR randevusu verdi. Tedavi değil teşhis! için bile iki yıl beklemesi gerekti.

 

Göknur’un annesi ile Çapa’nın bahçesinde konuştuğumda ben yaşadıklarının, o da kocaman bir şehirle karşılaşmanın şaşkınlığı içindeydi. Neyse ki sesini duyurabildik. Bu da işin güzel yanlarından. MR’ı çekildi. Derdi doğumsalmış. Fizik tedavi ile çözülecek. Göknur yürüyebilecek.